Evet değerli dostlar..

Nasrettin hocamızın güzel bir sözü var..

Birgün Nasrettin Hoca ağaçtan düşüyor. Herkes aman doktor çağırın, şunu yapın, bunu yapın derken, hoca; "Bana ağaçtan düşen birini getirin." diyor.

Bu hadisedende anlaşılacağı üzere bir derde düçar olan insan ilk önce o dert ile dertlenmiş birini bulup danışmalı sormalı öğrenmeli.

Şu fani Dünyada bizim ve yakınlarımızın başına türlü hastalıklar gelmekte. Bende babamın rahatsızlığı sebebiyle uzunca bir süre hastanede refaketci olarak bulundum. Bu süre zarfında çeşitli hastalıklardan yatan faklı kesimlerden insanlarla tanışma ve konuşma fırsatı buldum. Bu konuşmalardan derlediğim bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Hastanede dikkatimi çeken en önemli nokta şuydu; uzun yaşamanın sırrı... Evet, ufak defek rahatsızlıklar sebebiyle hastanede yatmakta olan 80 nin çok üstünde dedelerle konuştum. Gayet aklıbaşında ve sağlıklıydılar. Üstelik uzun sürede sigara içmişler hatta bazısıda hala içmekteydi. Tüm bu ihtiyarların hayat hikayelerini ve beslenme alışkanlıklarını dinlediğimde ortak noktalarının Üzüm pekmezi olduğunu gördüm. Kuru siyah üzüm yediklerini ve ezilmiş haşhaş ile kuru üzümü havanda döverek çerez gibi bunu tükettiklerini işittim. Üzümün faydaları saymakla bitmez elbetteki. Fakat üzümün ve üzümden üretilen ürünlerin tüketimini alışkanlık haline getirmiş kişilerin vücut sıhatlerine baktığımızda bu faydaların hiçte azımsanmayacak derecede olduğunu görüyoruz. Bir çok uzmanın "üzüm eczanelerde satılsa yeridir." dediğini ve gerçekten sayılmacak dercede faydalar ihtiva ettiğini biliyoruz.

Sonuç olarak kendimiz ve sevdiklerimize bu mucizevi gıdayı bolca ikram etmeli; pekmez olarak, kuru üzüm olarak, çekirdeğini öğütüp ve daha değişik şekillerde bolca tüketmeliyiz.

Şiddetle tavsiye ediyorum.

Kendim yapmış olduğum ve denemelerim sonucunda bariz şekilde faydasını gördüğüm bir formülüde sizlerle paylaşmak istiyorum. 50 gr üzüm çekirdeği 30 gr çörekotu bir iki yaprak sinameki 20 rezene bir çay kaşığı zencefil bir çay kaşığı tarçın bir çay kaşığı zerdaçal dan oluşan karışımı öğütüp öğütülmüş bu karışımı bir tatlı kaşığı olarak tüketmiştim ve insan gözlerinde, derisinde ve vücud zindeliğinde bariz şekilde değişimi fark ediyor. Görüldüğü gibi bu formüldeki ana unsur üzüm çekirdeğidir.

Rabbim cümlemize hayırlı,sağlıklı sıhatli uzun ömürler versin sevdiklerimizle birlikte...

Sağlıcakla kalın...








Soru : Kafada kulak arkasından, sırtta kalp hizasından kirli kanın alınmasıyla y...apılan, Peygamber efendimizin yapılmasını şiddetle tavsiye ettiği ve 70 çeşit şifa oldugunu buyurdugu, Türkiye'de sağlık bakanlığının tanımadığı 5 bin yıllık tedavinin adı nedir?

Cevap : HACAMAT

Belirli bölgeler cilet türü bir kesiciyle nokta kadar kesilir. Üzerine kücük ensiz özel bir cam bardak yada (eski yöntemle )boynuz tutturulur. Bu tutturulan gereçler de o bölgelerdeki kirli kanı çeker ve toplar. Kirli kan o kadar siyahtır ki, bu kanın sizin vucudunuzdan cıkmış olduguna inanamazsınız.

Peygamber Efendimiz 70 çeşit şifa oldugunu, aklı artırdıgını, hafızayı kuvvetlendirdiğini buyurmuştur.
Sinizüt, kronik agrılar, unutkanlıklar, halsizlik ve yorgunluklar gider.

Hadis-i Şerifler :

(Kanın artması [tansiyon yükselmesi] Allahü teâlânın ölüme sebep yaptığı hastalıklardan biridir) buyuruluyor (Bezzar)

Bu bakımdan ihtiyaç olunca, doktora danışıp kan aldırmak faydalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hacamat [kan aldırmak], en iyi tedavi usullerinden biridir) [Hakim]

(Sıcaklar artınca, hacamat olun! Çünkü kan basıncı artar da hastalığa veya ölüme sebep olur) [Hakim]

(Hacamat birçok hastalığa şifadır Aman hacamat olun!) [Deylemi]
(Mirac gecesi, uğradığım her melek topluluğu, ümmetime hacamatı tavsiye etti) [Hakim]

(Hz Cebrail, hacamatı o kadar tavsiye etti ki mutlaka lüzumlu zannettim) [Deylemi]
(Şifa veren üç şeyden biri hacamattır) [Buhari]
(Hacamat, aklı artırır, hafızayı kuvvetlendirir) [Hakim]

(Baştan hacamat olmak, cüzzam, cünun, baras, uyuklama, göz kararması, baş ve diş ağrısına şifadır) [Taberani]

(Boyundan hacamat olmak, 72 çeşit hastalığa devadır) [Taberani]
(Hacamat ne güzel âdettir) [Deylemi]
(Hacamat, Peygamberlerin âdetindendir) [Tirmizi]

Hacamat Günleri
Hacamat, bazı gün ve bazı hallerde faydalı veya zararlı olabilir
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Pazar günü hacamat olmak şifadır) [Deylemi]
(Aç karnına hacamat olmak deva, tok karnına ise derttir) [Deylemi]

(Arabi ayın 17, 19 veya 21 günü hacamat olmak, birçok derde şifadır) [Hakim]
(Ayın 17’sine rastlayan Salı günü hacamat olmak, bir yıllık hastalığa şifadır) [Bezzar]
(Pazartesi veya Salı günü hacamat olun! ) [İbni Mace]

(Çarşamba veya Cumartesi günü hacamat olup da bir hastalığa yakalanan, kendinden başkasını suçlamasın!) [Ebu Davud]

(Başın çukurundan hacamat olmak unutkanlığa sebep olur) [Deylemi]
İki tür hekimlik vardır; birincisi 'koruyucu' ikincisi 'tedavi edici'.

Sizce hangisi daha zordur?

Tabiki 'tedavi edici hekimlik' daha zordur.

Babannemin bir lafı vardır: "Dert insana iğne ile girer, çuvaldızla çıkmaz..."
     Yaklaşık 40 gündür acaip şekilde rahatsızlandım. Hamdolsun, şuan iyiyim. Antibiyotik kullanımına karşı olan ve mecbur kalmadıkca antibiyotik kullanmayan biri olarak; şu 40 gün içerisinde hiç kullanmadığım kadar antibiyotik kullanmak zorunda kaldım.

     Şu sıralar ortalıkta gezinen hastalık, kişilerden kişilere göre farklılıklar göstermekte ve en önemli ortak noktası 'sıtma tutması' olarak nitelenebilir. Bu  virüs ya da baktari artık her neyse insanı acaip derecede sarsıyor. Kimini günlerce yatırıyor, kimini yarı baygın gezdiriyor, kiminide hastaneye yatırıyor.

     Bende seyreden bu enfeksiyonel hastalık sürecinde uyguladığım ve antibiyotiklerden ziyade faydasını bizzat gördüğüm uygulamalardan bahsetmek istiyorum. Elbetteki antibiyotiklerin faydası olmuştur. Ama şu kabul edilen bir gerçek; antibiyotikler bir yeri yaparken bir yeride yıkmaktadır. Çok mecbur kalmadıkca antibiyotik kullanmamak gerek. Zaten doktorlarda buna dikkat ediyor mecbur kalmadıkca antibiyotik vermiyorlar. Bu hastalık sürecinde: LİMONLU BAL ŞERBETİ- KEFİR- IHLAMUR- IHLAMUR, KEKİK, PAPATYA, KİRAZ SAPI KARIŞIMI- LİMONLU ÇAY- YEŞİL ÇAY- ADA ÇAYI  olmak üzere bu terkipleri kullandım. Bu rahatsızlık sonucunda şu noktaya vardım. Tüm bu gıda takviyelerinin yanında önemli bir noktayı keşfettim oda şu: yaklaşık otuz- otuzbeş gündür hiç terleyememiştim. İyileşmeme yakın acaip derecede ter attım. Ter attıktan sonra gözle görülür bir iyileşme hissettim.

     Sonuç olarak: Eğer bu sıtma türü adı her neyse hastalığa düçar olur iseniz şunları mutlaka yapın.

1- Mutlaka ter atın
2- Bol sıvı tüketin
3- Aşrı tatlı ve tuzlu dan perhiz yapın
4- Son olarak mutlaka ıstirahat edin.

Allah cümlemize şifa versin. Dermansız dertlere düçar etmesin. Derman aratmasın.

Ençok Okunanlar...

Takip edenler...

UYARI...

Bu sitedeki yazılar paylaşım amaçlı olup. Hiç bir şekilde her hangi bir hastalığın ya da hastanın tedavisi için kullanılmamalıdır. Hastalıkların tedavisin de takviye gıda ve alternatif tıp teknikleri mutlaka doktorunuzun tavsiyesi ve onayı doğrultusunda yapılmalıdır.