İki tür hekimlik vardır; birincisi 'koruyucu' ikincisi 'tedavi edici'.

Sizce hangisi daha zordur?

Tabiki 'tedavi edici hekimlik' daha zordur.

Babannemin bir lafı vardır: "Dert insana iğne ile girer, çuvaldızla çıkmaz..."
     Yaklaşık 40 gündür acaip şekilde rahatsızlandım. Hamdolsun, şuan iyiyim. Antibiyotik kullanımına karşı olan ve mecbur kalmadıkca antibiyotik kullanmayan biri olarak; şu 40 gün içerisinde hiç kullanmadığım kadar antibiyotik kullanmak zorunda kaldım.

     Şu sıralar ortalıkta gezinen hastalık, kişilerden kişilere göre farklılıklar göstermekte ve en önemli ortak noktası 'sıtma tutması' olarak nitelenebilir. Bu  virüs ya da baktari artık her neyse insanı acaip derecede sarsıyor. Kimini günlerce yatırıyor, kimini yarı baygın gezdiriyor, kiminide hastaneye yatırıyor.

     Bende seyreden bu enfeksiyonel hastalık sürecinde uyguladığım ve antibiyotiklerden ziyade faydasını bizzat gördüğüm uygulamalardan bahsetmek istiyorum. Elbetteki antibiyotiklerin faydası olmuştur. Ama şu kabul edilen bir gerçek; antibiyotikler bir yeri yaparken bir yeride yıkmaktadır. Çok mecbur kalmadıkca antibiyotik kullanmamak gerek. Zaten doktorlarda buna dikkat ediyor mecbur kalmadıkca antibiyotik vermiyorlar. Bu hastalık sürecinde: LİMONLU BAL ŞERBETİ- KEFİR- IHLAMUR- IHLAMUR, KEKİK, PAPATYA, KİRAZ SAPI KARIŞIMI- LİMONLU ÇAY- YEŞİL ÇAY- ADA ÇAYI  olmak üzere bu terkipleri kullandım. Bu rahatsızlık sonucunda şu noktaya vardım. Tüm bu gıda takviyelerinin yanında önemli bir noktayı keşfettim oda şu: yaklaşık otuz- otuzbeş gündür hiç terleyememiştim. İyileşmeme yakın acaip derecede ter attım. Ter attıktan sonra gözle görülür bir iyileşme hissettim.

     Sonuç olarak: Eğer bu sıtma türü adı her neyse hastalığa düçar olur iseniz şunları mutlaka yapın.

1- Mutlaka ter atın
2- Bol sıvı tüketin
3- Aşrı tatlı ve tuzlu dan perhiz yapın
4- Son olarak mutlaka ıstirahat edin.

Allah cümlemize şifa versin. Dermansız dertlere düçar etmesin. Derman aratmasın.
     Bu aylarda boğaz inmeleri ve iltihabı çok görülür.

    Sabahları uyandığınızda boğazınızda bir yanma bir şişlik hissediyorsanız ilk yapışta etkisini gösteren bir önerim olacak.

     Yarım limonu sıkacaksınız içine yarım çay kaşığı tuz ilave edip karıştıracak bu karışımlada gargara yapacaksınız hepsi bu. Deneyin mutlaka faydasını göreceksiniz.
       Sevgili dostlar.



     Bilindiği üzere, damar problemlerinden kaynaklanan bu rahtasızlıklar, insanın yaşantısını çekilmez hale getirmektedir. Özellikle hemoroit probleminin kesin bir çözümü malesef bulunamamıştır. Tabi bu tıbben bulunamamıştır. Ancak uzun araştırmalarım soncunda hemoroit sorununu kökten çözecek formülü buldum. Buldum derken bir çok fomül sonucunda en etkili olanını buldum. Bu formülü internette ararken buldum. İstanbulda bir eczacı abinin tavsiye ettiği bir formül bu. Ve kesinlikle işe yarıyor, % 100 kurtuluyorsunuz.

   Bir tanıdığım artık ameliyat olacaktı ve bu fomülü uyguladıktan sonra bu sorundan tamamiyle kurtuldu.
  
   Okadar etkili ki bir çok damar probleminde gözle görülür etki sağlıyor.
   
    İnternette arattırdığınızda bunu deneyen ve paylaşan bir çok kişinin olduğunu göreceksiniz. Bir çok fomda da bu reçete mevcut.

   Yazıyı aynen olduğu gibi yayınlıyorum. İnşallah işinize yarar

(HEMOROİD (BASUR) hastalığının ilaçla tedavisinin olmadığını, mutlaka cerrahi müdahele gerektiğini bildiren gazetelerde sık sık ilanlar görürsünüz.

Doğrudur. Basur hastalığını tam tedavi edebilen bir ilaç henüz bulunamamıştır. Amerika ve Almanya gibi dev ilaç Endüstrileri, Hindistan Japonya gibi nebati menşeyli ilaç üretenler de maalesef bugüne kadar bir çare bulamamışlardır. Halbuki yapılan yapılan bir istatistiğe göre insanların %35 i bir diğerine göre de %55 i bu dertten muzdariptir.

 
Bugün tatbik edilen cerrahi yöntemler:

1-Fistülü lastikle boğup çürüyen kısmı koparmak.



2-Bıçakla veya lazerle kesip dikmek.

 
3-Lazerle eritmek veya yakarak kotarize etmek.



Bulunduğu yerin hassasiyeti ve Enfeksiyonlara müsait olması nedeni ile bilhassa hanımlarda problem olmaktadır.

 
Halbuki Ecdadımız bunu doğal bir yolla Ağrısız,sızısız kesip biçmeden tedavi etmeyi başarmış. Şahsen ben de bu hastalıktan böyle kurtuldum. Bana yapılan tavsiye patlıcan saplarını kaynatıp içmem şeklindeydi. Kaç tanesi ne kadar suda ne kadar kaynatılıp ne kadar içilecek belli değildi.

Aşağıda tarif edeceğim kaynatma ve kullanma tariflerine lütfen aynen uyunuz. Kaynama süresinin azlığı-çokluğu,tencere kapağının açılmadan kendi kendine soğuması. Beş gün sürecek tedavinin perhiz ve Antibiyotik ile aynı zamanda yapılması çok mühim. Bunlara aynen uyulduğu taktirde Allah ın izni ile beşinci günün sonunda ne fistül ne ağrı ne kanama yani BASUR diye bir derdiniz kalmayacak.

 

TEDAVİNİN TARİFİ



10 adet patlıcanın (Bostan patlıcanı olmasın) yeşil sap kısmını patlıcandan ayır. Temizce yıka; bir tencerede 10 bardak suyla kaynat. Kaynamaya başlayınca tencerenin kapağını kapat.* Alevi iyice kıs, yarım saat * yavaş yavaş kaynasın sonra ocağı kapat. Kapağı açmadan * kendi kendine soğusun. Soğuyunca içindeki sapları at. Sarı rekli suyu buzdolabına koy.

 

-Akşam yatarken aç karnına 1 su bardağı iç.

-Sabah Kalkınca aç karnına 1 su bardağı iç.



10 bardak su olduğuna göre bu tedavi 5 gün sürecek. Bu 5 gün içinde Sirke, Turşu, Domates, Bulgur, Çilek, Acı Biber yasak sonra hepsi serbest. Demir sandelyeye, taşa oturmak bunlara çıplak ayakla basmak ebediyyen yasak.

Hamilelikten dolayı oluşan veya yakın bir zamanda meydana gelmiş Hemeroidlerde perhizi de aynı zamanda yapmanız şartı ile tedaviniz bu kadardır.



Eski Hemeroidlerde fistülün içinde muhtemelen iltihap vardır. Bu yüzden vucut onu geri çekemez. Doktorunuza danışarak uygun bir antibiyotik ile bu iltihabı bertaraf etmelisiniz. Böylece patlıcan suyunu, perhizi, antibiyotiği aynı zamanda tatbik etmelisiniz. )



Allah ın izni ile zahmetsiz, masrafsız, anadan doğmuş gibi bu dertten İnşallah kurtulursunuz . Tek borcunuz sadece hayır dualarınız. Siz de etrafınızdakilere duyurarak onların da kurtulmasına vesile olun.

Ençok Okunanlar...

Takip edenler...

UYARI...

Bu sitedeki yazılar paylaşım amaçlı olup. Hiç bir şekilde her hangi bir hastalığın ya da hastanın tedavisi için kullanılmamalıdır. Hastalıkların tedavisin de takviye gıda ve alternatif tıp teknikleri mutlaka doktorunuzun tavsiyesi ve onayı doğrultusunda yapılmalıdır.